DOĞADA VAHŞİ YAŞAM VE KORKU
Doğa yürüyüşü ve kamp yapan insanlara ilk sorulan soru muhtemelen vahşi hayvanlar hakkındadır.
Atalarımızdan bize miras kalan bu korku son derece anlaşılabilirdir. Sık sık bu tarz aktiviteler yapan insanlarda bu korku doğal olarak azalsa da ani sesler yada hareketlerde amigdala devreye girer ve korku ortaya çıkar.
İnsan popülasyonunun azlığı ve görece zayıflığına karşı çevrelerinde daha güçlü ve kalabalık çeşitli vahşi hayvan gruplarının olması nedeniyle atalarımız vahşi hayvan korkusunu nesilden nesile aktarmıştır.
Peki genetiğimize işlemiş vahşi hayvan saldırıları günümüzde hala güncelliğini koruyor mu?
Doğada vahşi hayvanlara karşı dikkatli olmamız gerektiği bir gerçek. Ancak insanoğlunun son yüzyıllarda vahşi yaşama karşı kazandığı orantısız güç ( örgütlenme, plan yapma, tuzak kurma, silahlanma, makineleşme vb gibi ) ve bu gücün vahşice kullanımı nedeniyle emin olun vahşi hayvanlar bizimle karşılaşmamak için bizden daha çok çaba gösteriyordur.
Bazı vahşi hayvanlar yakınlarda tehlike var mı diye heran tetikte olmayabilirler ancak özellikle koku duyuları hassas olduğu için biz onları fark etmeden onlar bizi fark ediyor ve bizden uzaklaşıyorlar.
Türkiye’de vahşi hayvan çeşitliliği ve popülasyonu çok yoğun değil. İnsanların genelde saldırmasından korktuğu vahşi hayvanlar; Ayı, Kurt ve Yaban Domuzu. Diğer vahşi hayvanları doğa belgeselcileri bile binbir zahmet ile görebiliyor.
Ayı, kurt ve yaban domuzunun koku duyusu oldukça gelişkindir. Özellikle Ayı ve kurt birkaç km uzaklıktaki kokuları alabiliyor. Yüzyıllar boyunca insanoğlu tarafından avlandıkları için onlarda bizden korkuyorlar. Yani bizim genetiğimize işleyen korku onlarada işlemiş durumda.
Kaldı ki biz onların direkt olarak besin zincirlerinde değiliz. Yani bizi avlamak gibi bir niyetleri yok.
Türkiye’de en çok yaralanma olayı yaban domuzundan olsada yaban domuzları köşeye sıkıştıklarından yada avlanırken yaralandıkları için saldırıyorlar.
Doğada oldukça fazla zaman geçiren biri olarak tabiki bazı vahşi hayvanlar ile yolum birkaç kez keşişti ancak herhangi bir sıkıntılı durum ile karşılaşmadım. Tabi bu hiç bir zaman sıkıntılı bir durum ile karşılaşılmayacağı anlamına gelmiyor. Bu ihtimali azaltmak için bazı koruyucu önlemleri bilmemiz ve uygulamamız gerekiyor. Buda başka bir yazının konusu olsun.